29 Kasım 2009 Pazar

ÇAM BALINDA SORUNLAR

Çam balındaki arkadaşlarımızın sorun ve görüntülerini daha önce yazmıştık.Aslında sadece çam balında degil, arıcılarımız yıl boyu sorunlarla boğulmaktadır. Bizim ziyaretimiz sonunda balın tenekesinin 96 liraya kadar düştügünü, şimdiki durumların dahada berbat oldugunu öğrenmiş bulunmaktayım. Şu anki durum ise bir teneke çam balına 70 lira teklif edilmesi. Büyük üretimlerde perakende bal satarak balı bitirmek imkansızdır.
Sorun ise herkeste var yani birlikler suçlu olurken arıcılarımız çokmu suçsuzdur. Madem birlikler arıcının yanında degil neden varlarki. Arıcıların yanında olmayan birlikten şikayet edenler ilk olarak geniş çaplı istifalar yapmalı, bakın bakayım neler olacak, sadece birliklerden istifa edecegiz.
Birliklerimiz arı ürünlerinin pazarlanmasına gelindiginde ortadan yok olup, üreticileri toptancıların kucagına bırakıyorlar.
Aslında birliklerimiz bu güne kadar ne yaptılar, hiç dikkat edildimi. Başta malzeme şubeliği yaparlar, yani arıcı ne lazımsa gidip birlikten alabiliyor. Başta kovan, petek, körük, maske ve diğer tüm arıcılık malzeme ekipmanlarını size sunuyor. Yanimalzeme üreticilerinin şubesidir, fakat bu işletmenin girişinde ise arıcılar birligi yazar.
İkincisi ilaçcıların şubesidirler, nerde hangi ilaç veya organik ürün çıkmışsa direk birlikler vasıtası ile arıcılarımıza sunulur.
Yani malzeme ve ilaç satışlarında çok hassas olan birliklerimiz, ürünlerin elde kalması yada yok pahasına satılırken, toptancıların kucagına düşüldüğünde, kimsenin kılı kıpırdamaz.
Yada yurt dışından bal italatlarında gene ses çıkaramazlar. Son duyumlarım ise Brezilya'dan yüklü şekilde bal ithal edildigi yönündedir.
Malisef ne arıcılarımız birlik olmuşlardır, nede birliklerimiz tam manada birlik olmuşlardır. Birlik olamadıgımızdada böyle sürünmeye mahkumuz.
Binlerce üye yüzlerce birlik demekki halinden menmun, kalın saglıcakla.

Ülkemiz o her konuda oldugu gibi arıcılık ve bal üretimindede sayısız ülkelerden birisi. Yılın 8 ayı ülkemizin genelinde nektar akımı vardır, flora takip edilirse tabiki. Ne yazıkki hiç bir nektar akımına tam teşekküllü girilememekte. 4-5 çıta olan bir kovan arı, çamda bir teneke garanti çam balı yapar deniliyor. Çam balına güçlü kovanlarla girilse neler yapılabilir, bunu o civardaki arıcılar düşünmüyor. Herkes kabına sıgmış halinden menmun, öyle bir gelenek var.

Bu kovanda 5 çıta var, çıtaları biraz aralık bırakıp, daha bal çok bal dolduruyorlar, arı az oldugu için boş örülü çıta girilip arıyı dagıtmamak için, çıtalar özellikle açılıyorki içerde çıta az olup, ayrıca çıta kapasitesi fazla olsun diye. Bu işlemi genelde çam balında herkes uyguluyor nedenide arıların her geçen gün yavru olmayışından azalması. Böyle oluncada petekler aşırı derecede şişirilip en az 4 kg bal depolanabiliyor.

25 Kasım 2009 Çarşamba

İNVERT ŞURUP YAPIMI

İnvert şurup yapılırken devamlı ısıdan söz edilir. Normal orjinal ölçüde zaten ısı sorunu yok. Neydi orjinal ölçümüz, 3.5 kg şekere 4.5 litre su.Şurup kaynamaya başlayınca tartar kremasını katıp 20 dakika kaynatmak.Tartar kreması ise her 3 litreye bir dolu çay kaşıgı olacak. Bu oranda ısı 104 derecyi geçmiyor, yani defalarca ölçmeme ragmen 105 dereceyi görmedi.

En son koyu kıvamda deneme amaçlı ilk defa 2 kg şekere 1 litre su koyup yapmış oldugum şurup 109 dereceye çıktı, açıkçası bunu beklemiyordum. Tencereyi kapatıp, 13 dakika sonra tekrar ölçüm yapmama rağmen bu şurupta 110 dereceye çıkamadı. Yanlız bu işler yapılırken başında durmanız gerekecek, nasılsa ısı çıkmıyor diye bir işe dalarsanız, uzun süreli kaynamalarda şurup lokum olabilir.::))

Benim şahsi görüşüm invert şurup yapılırken orjinal tariften şaşmamak gerekiyor.


Bu arada bir filim serisi vardı son filimide yükledim. Seyretmek isteyenler bakabilirler üç filim alt alta seri bitti.

22 Kasım 2009 Pazar

ANASIZ KOVANA ACİL MUDAHALE

Bu gün 22 kasım 2009 pazar. Dün Gebze'deki işleri bitiremedik, bu gün öğlen gibi tüm işleri bitirdik ve Kovanların şuruplamasına geçildi. Geçen hafta hacı abiye şurup ver demiştim, balları var diye vermemiş. Abi neden dediklerimi yapmıyorsunda kafana göre takılıyorsun, hazır şurup kenarda duruyor bizimkide bana akıl veriyor. Gebze'deki tüm kovanlarda yavru faliyeti devam ediyor, her kovanda 2 çıta yavru var, yavruyu kesebilmemiz için artık peş peşe şurup verip, tüm çıtaların blokesine geçiyoruz. Yavru çıkan yere şurup girmeli artık.
Öğleden sonra ise ormandaki arılıga gittim. Sıradan bir bakacaktım, sıra arılıktaki katlı kovana geldi, bu arı kata çıkıp 8 çıta bal yapan bir arım. Hatta bazı kovanlara bu kovandan açık bal veririm sırlanmamış, sıkıştırma bölmesinin altından geçer arılar balı kendi yataklarına çekerler.
Kattan bir çıta çektim balı büyük ölçüde sırlamışlardı. O sırada kovanda öyle bir inilti ve kanat çıpma varki sormayın.
Arılar acayip inliyorlar, hemen katı aldım, alt kattan çıtalar çektim, yavru yok yalancıya kaçmamış, yavrular çıkıp çıkan yerler boş kalmış.
Ne yapsam diye düşündüm hemen 4-5 çıtalık bir arıdan anaarı alıp, kafes aradım, kafesi buldum, kek vardı onu bulamadım, daha öncede yaptıgımız bir yöntemdi, arıda çok inliyor sorun çıkmaz diye düşünüp, kovanın önüne bir örtü tahtası getirip, anaarıyı örtü tahtasına bıraktım, bir elde makina, tek elle arıları dışarıya silkelemeye başladım, bu olayları iki bölüm çekim yaptım, genede filimler büyük oldu bunlarıda tekrar ortadan kestim.


Sonucun iyi oldugunu düşünüyorum, çünkü anaarıyı hiç sıkıştırma egilimine gitmediler, hatta birisi dışarda besleme çalışıyordu.

Kocayemişler hala açmaya devam ediyor, 5-6 çıtalık kovanlarda azda olsa yavru devam ediyor ormanda. Alıçlar erik gibi çiçek açmış.
Arılar uçsada bir uyuşukluk söz konusu. Hafta arası diger detayları yazarız. Bu arada bir kovana çıta girdim diye bu ne yapıyor diyenler çok olmuştu, tekrar bir filimdaha çekip, o kovanı 8 çıtaya düşürdüm, o kovan gayet iyi arısıda balıda var, yaklaşıkta 7-8 çıta arısı olmuş. İki günde 20 civarında filim, ve 2 gb lik hafıza kartını dolduracak resim almışız, malzeme çok hangi birisini paylaşacagız bilemiyorum.

Ormandaki arıların bana uzaklıgı 32 km ve devamlı gidip gelemiyoruz, günler acayip kısaldı. Geçen hafta gidememişim, en son 8/11/09 da gitmişim.

Bu akşamda dönüşte ellerim filan dondu, havalarda akşam üzeri çok düşüyor, felakette çiğ oluyor, inşallah bayramdan sonra orman işini bitirmeyi düşünüyoruz.

19 Kasım 2009 Perşembe

KARAKOVAN İÇİ GÖRÜNTÜLERİ

18 Kasım günü iyi polen geliyordu, Gebze'deki arılıgın yakınlarında açamayıp yanan pürenler çok geçte olsa açtılar.
18 Kasımdaki karakovanın ilk açılış resmi. İçersi oldukça sıcak ve rutubetliydi, rutubet taa arka kapaga kadar ulaşmış.
İçerde surubun alınıp işlenmesi ve suyunun uçurulması ayrıca işçi arılar petek üretirken belli bir sıcaklık oluşturmaları gerekiyor.
18 Kasım 2009 Kara kovan içi görüntüsüdür.

17 Kasım 2009 Salı

PAKET ARI



Aşagıdaki filimde paketlediğimiz arıyı yukardaki metro kovana verdim.
İşin garip tarafı çalışılırken telefonların tacizleri hiç bir şey degilmiş. Tacizden daha beter ne olabilirki derseniz birisi sizi telefonda esir alıyor. Arılıkta çalışıyoruz ve yeni bir tel hattı almışım, bunuda bizim Şenol efendiye söyledik, senmisin söyleyen, ondada o hat varmış ve 4 kontura 1 saat konuşuluyor. Aradı konuştuk diyorumki, işim var kapatacam, oda abi kapatma konturum gider diyor. Beyefendi kendisi kulaklıgı takmış, atölyede çalışıyor, bizide esir alıyor.Bende telefonu koydum bir kovanın üstüne gelip geçerken mikrofonda açık konuşup hemde iş yapıyoruz. Allah ne verirse her şeyin hayırlısını versin.
Bereket Muhteşem abi aradıda kurtulduk. Şenol hala hattaydı ama tekrar ona dönmeyi başaramadın, iki hatlı telefon kullanmasınıda öğrenmeye çalışıyorum.



Hacıda yaptıgımız işi Şenol'a anlatıyor, burası filim seti gibi diyor::))

14 Kasım 2009 Cumartesi

İNVERT ŞURUBUN GÜCÜ ADINA::))

13 Kasım 2009 cuma günü hacının yanına gidebildim. Tabi ilk iş karakovanda olup bitenleri öğrenmekti. Resimledim yemliğindeki invert şurup zaten bitmemişti.
Eve gelip resimleri incelemeye başladıgımda zaten petek örüldügü belliydi, yumurtaları farkettim. Gözlemlerimi paylaşmaya devam edeceğim.

İnvertin gücünü görmeyede devam edeceksiniz. Öyle işkembeden atmak yok.

11 Kasım 2009 Çarşamba

BALKONDAKİ SAF KARNİOLA TAKVİYE

Bir kaç gün önceydi, balkonumda duran saf karniyol biraz güçlü kışa girsin istiyorum. Bu nedenlede arılıktan bir çıtadan fazla iki çıtadan az arı getirip birleştirme işlemi başlatıldı. Üç gün arada elek telli beklediler, dördüncü günü öğlenleyin, invert şuruba biraz gül suyu kattım, birde sogan doğradım sorun çıkmasın diye.
Aradaki elek telinide aldım, tabi her ihtimale karşıda anaarıyı kafese almışım. Dünya arı birbirini gene kırdı.şimdi bir başka kutu yaptım, paket arıcılık kutusu gibi, iki tarafta havalandırma teli var, bu şekilde bir hafta tutacagım, balkondaki karniyola takviye yapacagız derken geriye gitmeye başladık.

Körük olmadıgından karton yakıp söndürüyorum çıkan duman işimizi görecekte , istesen alev almaz, iki çü sefer alev aldı, bir gün bu balkonda kendimi tutuşturursam şaşmayın.

9 Kasım 2009 Pazartesi

EGİTİM DEDİKLERİ BÖYLEMİ OLUR

Bu arkadaşımızda doktordur, kendisi resimde bizim doktorla görüşmekte, bizimkinin branş nedir bilmiyorum çünkü şimdiye kadar branşı lazım olmadı. Bu doktorun branşı genel kesim ve cerahmış.::))
Resim, Cahit Özkan.






4 Aralık çarşamba günü arıcılar toplanıp sohbet edecektik, bizim körükçüde abi sana filim kesmesini öğretirim diye koşup gelmişti. Yav gözüne çöpmü battı, toplantı akşam senin bu saatte işin neki demi. Hışırın oradada kendisini zaptedemedim ve ekmek kutusuna el koydum. Kendisine hiç dikkat etmiyor, sen bize lazımsın biraz kendine iyi bak.


Eğitim moralle olur, böyle moralsiz eğitimmi olur, moralimi bozuyor, sonrada diyor ki, yav çok basit.

5 Kasım 2009 Perşembe

DENEME 1

4 Kasım 2009 günü doktorumla karakovana arı silkeledik. Akşamki misafirlerimizin gelmesi geç vakte sarktıgı için evde uzun süre ders görmemize yaradı. İlerleyen günlerde resimlerden bakalım çok şeyler çıkacak. Filim işi biraz karışık gibi, fakat Muhteşem abi derki, çok basit. Resimler le ilk denemeyi yayınlıyorum. Karakovana dün arı silkeledik, bugün salkımdaydı.

1 Kasım 2009 Pazar

HAVALAR BOZDU DİYE HİÇ ÜZÜLMEYİN, DAHA PASTIRMA SICAKLARI GELECEK

Kısmet olursa çarşamba günü, karakovanıma arı silkeleyeceğim. Geçen sene 11/10/2008 de kütüge arı silkelemiştim(Traihlerde bir iki günlük oynama olabilir, batarya çıktıgında eski resimlerim hep tarihleri yanlış). Bir çok kişi bu ne yapıyor demişti. Kütügün her şeyini alıp, sadece ilk gün az kek vermişim, sonra devamlı kış boyu invert şurupla beslenilmişti. Tüm ayrıntılarıyla o zamanki resimleri resim sitesine orjinallerini atmışımki, resimin ne zaman çekildgine bakılabilsin diye. Gerçi kimseyide bir şeylere inandırmaya niyetimiz yok, işine gelen istedigini yapar. Hala bir çok kişiye tarif vermeye devam ediyorum, o kadar yazılıp çizilsede ne oluyor anlamıyorum. Hesaplar bürüt olarak hesaplanacak. Örnek bir kilo şekere 1 litre su konacaksa bunun bürütü 1600 ml, yani 1,5 litre. 10 kilo şekere 10 litre su konusa 16 litre eder ve 16 içinde kaç tane üç litre varsa ona göre tartar kreması katılacak. Her üç litreye bir çay kaşıgı tartar kreması hesap bu.
Ayrıca invertle alakalı son makalenin çeviriside aşagıdaki linkte var. Bundan daha yeni makale yok, bu konuda.
Yazının en altındaki tarif benim şu anki yazdıgım ve devamlı kullandıgım tariftir.
Çarşamba günü arıları zehirlemeye başlayacaz kısmetse. Ne hikmetse agız tadıyla bir arı zehirleyip öldüremedim. Yaz boyu Gebze'deki , anaarı üretimi olan arılıkta, sezon boyu invert şurup kullandık. Hacı bazen 200 litre yapıp dolduruyordu bidonlara , zırt pırt şurup işi çıkmıyordu. Dedimya ne hikmetse arıda söndüremedik, gelip gidende kullandıgımız şurubu gördü, hatta bazılarının transfere getirdigi kovanların üstüne koydugumuz invert şurupla kovanlar geriye gitti. (Bunu ayriyeten yazayım, larva tranferi yapılan kovanın beslenmesi harici, o kovana şurup dökerimki, içersi iyice rutubetlensin diye. )




Havalar sogudu diye üzülmeyin, daha pastırma sıcakları var. Geçen sene başaramadım ama bu sene bakalım karakovandaki arıları zehirleyebilecekmiyim. Unutmadan ilerde karışıklıga mahal vermemek için öpülecekler şimdiden sıralarını alsınlar, önemle duyurulur.
Çarşamba günü büyük ihtimal kovanı, karakovana silkeleyecegim.
Geçen sene bir türlü öldüremediğimiz kütük resimleriyle aşagıdaki linktedir.